Bob Dylan - A Hard Rain's A-Gonna Fall

 (versiyon 1)
Metin boyutu: ( + Büyült ) ( - Küçült)   

Oh, where have you been, my blue-eyed son ?

Oh, mavi gözlü oğlum nerelerdeydin?

And where have you been my darling young one ?

Ve nerelerdeydin canım yavruum?

I've stumbled on the side of twelve misty mountains

12 sisli dağların kenarında düşeyazdım

I've walked and I've crawled on six crooked highways

Yürüdüm ve altı eğri otoyolda sürüklendim

I've stepped in the middle of seven sad forests

Yedi üzgün ormanın ortasında adım attı

I've been out in front of a dozen dead oceans

Bir düzine ölü okyanusun önünde durdum

I've been ten thousand miles in the mouth of a graveyard

Bir mezarın ağzında on bin mil ötedeydim

And it's a hard, it's a hard, it's a hard, and it's a hard

Ve bu sert bir, sert bir, sert bir, sert bir

It's a hard rain's a-gonna fall.

Sert bir yağmur yağacak



Oh, what did you see, my blue eyed son ?

Oh, ne gördün, mavi gözlü oğlum?

And what did you see, my darling young one ?

Ve ne gördün, canım yavrum?

I saw a newborn baby with wild wolves all around it

Etrafında azgın kurtlar olan bir yeni doğan çocuk gördüm

I saw a highway of diamonds with nobody on it

Kimsesiz elmastan bir otoyol gördüm

I saw a black branch with blood that kept drippin

Sürekli kan damlayan siyah bir dal gördüm

I saw a room full of men with their hammers a-bleedin

Çekiçleri kanlı adam dolusu bir oda gördüm

I saw a white ladder all covered with water

Tamamen suyla kaplı beyaz merdiven gördüm

I saw ten thousand takers whose tongues were all broken

Dilleri kırık on bin toplayıcı gördüm

I saw guns and sharp swords in the hands of young children

Genç çocukların elinde silahlar ve keskin kılıçlar gördüm

And it's a hard, it's a hard, it's a hard, and it's a hard

Ve bu sert bir, sert bir, sert bir, sert bir

It's a hard rain's a-gonna fall.

Sert bir yağmur yağacak



And what did you hear, my blue-eyed son ?

Ve ne duydun, mavi gözlü oğlum?

And what did you hear, my darling young one ?

Ve ne duydun, canım yavrum?

I heard the sound of a thunder, it roared out a warninGökgürültüsünün sesini duydum, uyarmak için kükredi

I heard the roar of a wave that could drown the whole world

Bütün dünyayı boğabilecek bir dalganın kükremesini duydum

I heard one hundred drummers whose hands were a-blazinElleri alevlenen yüz tane baterist duydum

I heard ten thousand whisperin' and nobody listeninOn bin kişinin fısıldadığını ve kimsenin dinlemediğini duydum

I heard one person starve, I heard many people laughinBir kişinin açlıktan öldüğünü, çoğu kişinin güldüğünü duydum

Heard the song of a poet who died in the gutter








Kötü yolda ölen bir şairin şarkısı duydum

Heard the sound of a clown who cried in the alley

Vadide ağlayan bir palyaçonun sesini duydum

And it's a hard, it's a hard, it's a hard, and it's a hard

Ve bu sert bir, sert bir, sert bir, sert bir

It's a hard rain's a-gonna fall.

Sert bir yağmur yağacak



Oh, who did you meet my blue-eyed son ?

Oh, kimle tanıştın mavi gözlü oğlum?

Who did you meet, my darling young one ?

Kimle tanıştın, canım yavrum?

I met a young child beside a dead pony

Ölü bir midillinin yanındaki bir çocukla tanıştım

I met a white man who walked a black dog

Siyah bir köpeği gezdiren beyaz bir adamla tanıştım

I met a young woman whose body was burning

Bedeni yanan genç bir bayanla tanıştım

I met a young girl, she gave me a rainbow

Genç bir kızla tanıştım, bana gökkuşağı verdi

I met one man who was wounded in love

Aşk acısı olan bir adamla tanıştım

I met another man who was wounded and hatred

Yaralı ve kin dolu başka bir adamla tanıştım

And it's a hard, it's a hard, it's a hard, and it's a hard

Ve bu sert bir, sert bir, sert bir, sert bir

It's a hard rain's a-gonna fall.

Sert bir yağmur yağacak



And what'll you do now, my blue-eyed son ?

Ve şimdi ne yapacaksın, mavi gözlüm oğlum?

And what'll you do now my darling young one ?

Ve şimdi ne yapacaksın canım yavrum?

I'm a-goin' back out 'fore the rain starts a-fallinYağmur yağmaya başlamadan geri gidiyorum

I'll walk to the deepths of the deepest black forest

En derin karanlık ormanın derinliklerine yürüyeceğim 

Where the people are a many and their hands are all empty

İnsanların çok olduğu ve ellerinin bomboş olduğu yerde

Where the pellets of poison are flooding their waters

Sularında yüzen topların olduğu hapishanede

Where the home in the valley meets the damp dirty prison

Vadideki evde nemli pis hücreyle tanıştığı yerde

Where the executioner's face is always well hidden

Celladın yüzünün hep tamamen saklı olduğu yerde

Where hunger is ugly, where souls are forgotten

Açlık çirkinken, ruhların unutulduğu yerde

Where black is the color, where none is the number

Siyahın renk olduğu, sıfırın sayı olduğu yerde

And I'll tell and think it and speak it and breathe it

Ve anlatacağım, düşüneceğim, konuşacağım ve nefes alacağım

And reflect it from the mountain so all souls can see it

Ve onu bütün ruhların görebileceği dağdan yansıtacağım

Then I'll stand on the ocean until I start sinkinSonra batana kadar okyanusta duracağım

But I'll know my songs well before I start singinAma söylemeye başlamadan şarkılarımı iyice öğreneceğim

And it's a hard, it's a hard, it's a hard, and it's a hard

Ve bu sert bir, sert bir, sert bir, sert bir

It's a hard rain's a-gonna fall.

Sert bir yağmur yağacak



Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com


İçerik Kısa Linki:


Beğendiniz mi? A Hard Rain's A-Gonna Fall Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın: