While riding on a train goin' west Batıya giden bir trendeyken I feel asleep for take my a rest Dinlenmek için uykuya daldım I dreamed a dream that make me sad Beni üzen bir rüya gördüm Concerning myself and the first few friends I had. Kendimi endişelendirdiğimi, birkaç arkadaş için With half-damp eyes I stared to the room Yarı nemli gözlerle odaya baktım Where my friends and I spent many an afternoon Arkadaşlarım ve benim bir sürü öğlen geçirdiğimiz Where we together weathered many a storm Bir çok fırtınayı beraber atlattığımız yerde Laughin' and singing 'till the early hours of the morn'. Gülerek ve şarkılar söyleyerek, sabahın erken saatlerine kadar By the old wooden stove where our hats was hung Şapkalarımızın asıldığı eski odundan fırında Our words were told, our songs were songs Sözlerimiz söylendi, şarkılarımız şarkılardı Where we longed for nothin' and were satisfied Hiçbir şeyin özlemini çekmezken ve memnunken Joking and talking about the world outside. Şakalarla ve dışardaki dünyayı konuşurken With haunted hearts through the heat and cold Sıcak ve soğukla avlanan kalplerle We never thought we could ever get very old Asla yaşlanacağımızı düşünmedik We thought we could sit forever in fun Sonsuza dek eğlenerek oturabileceğimizi düşündük Our chances really was a million to one. Şanslarımız gerçekten milyonda birdi As easy it was to tell black from white Beyaztan siyaha söylemesi kolay gibi It was all that easy to tell wrong from right Yanlıştan doğruya da söylemesi kolaydı And our choices they were few and the thought never hit Ve seçeneklerimiz bizi sarsmayacak kadar azdı That the one road we traveled would ever shatter and split. O gittiğimiz tek yol parçalanıp dağılabilirdi How many year has passed and gone Kaç yıl geçti gitti Many gamble has been lost and won Çoğu kumar kaybedildi ve kazanıldı And many road taken by many first friend Ve çoğu yol ilk arkadaşla alındı And each one I've never seen again. Ve hiç önceden görmediğim her biri I wish, I wish, I wish in vain Keşke, keşke, boşuna diliyorum That we could sit simply in that room again O odada basitçe oturabileceğimizi sanıp Ten thousand dollars at the drop of a hat 10 bin dolar şapkanın içinde I'd give it all gladly if our lives could be like that. Eğer hayatlarımız öyle olursa her şeyimi memnuniyetle verirdim Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com