Cem Karaca - Şehy Bedreddin Destanı

 (versiyon 1)
Metin boyutu: ( + Büyült ) ( - Küçült)   
Sıcaktı

Sıcak

Sapı kanlı demiri kör bir bıçaktı sıcak

Sıcaktı

Bulutlar doluydular

Bulutlar boşanacak boşanacaktı

O kımıldamadan baktı

Kayalardan

İki gözlü iki kartal gibi indi ovaya

Orda en yumuşak en sert

En tutumlu en cömert

En seven

En büyük en güzel kadın TOPRAK

Nerdeyse doğuracaktı doğuracak

Sıcaktı

Baktı karaburun dağlarından o

Baktı bu toprağın sonundaki ufka çatarak kaşlarını

Kırklarda çocuk başlarını kanlı gelincikler gibi koparıp

Çırılçıplak çığlıkları sürükleyip peşinde

Beş tuğlu bir yangın geliyordu karşıdan ufku sarıp

Bu gelen şehzade Murat tı

Hükmü humayun sadır olmuştu ki şehzade Murat ın ismine

Aydın eline varıp Bedrettin halifesi mülhid Mustafa nın başına ine

Sıcaktı

Bedrettin halifesi mühid Mustafa ya baktı

Baktı köylü Mustafa

Baktı korkmadan kızmadan gülmeden

Baktı dimdik dosdoğru

Baktı o

En yumuşak en sert

En tutumlu en cömert

En seven

En büyük en güzel kadın TOPRAK nerdeyse doğuracak doğuracaktı

Baktı Bedrettin yiğitleri kayalardan ufka baktılar

Gitgide yaklaşıyordu bu toprağın sonu fermanlı bir ölüm kuşunun kanatlarıyla 

Bu kayalardan bakanlar onu

Üzümü inciri narı

Tüyleri baldan sarı

Sütleri baldan koyu davarları

İnce belli aslan yeleli atlarıyla

Duvarsız ve sınırsız bir kardeş sofrası gibi açmıştılar

Sıcaktı

Baktı

Bedrettin yiğitleri baktılar ufka

En yumuşak en sert

En tutumlu en cömert 

En seven

En büyük en güzel kadın TOPRAK nerdeyse doğuracak doğuracaktı

Sıcaktı

Bulutlar doluydular

Neredeyse tatlı bir söz gibi ilk damla düşecekti yere

Birdenbire

Kayalardan dökülür gökten yağar yerden biter gibi

Bu toprağın verdiği en son eser gibi

Bedrettin yiğitleri şehzade ordusunun karşısına çıktılar

Dikişsiz ak libaslı baş açık yalınayak ve yalınkılıçtılar

Mübalağa cengoldu

Aydının Türkköylüleri

Sakızlı rum gemiciler

Yahudi esnafları

Onbin mülhim yoldaşı Börlüce Mustafa nın

Düşman ormanına onbin balta gibi daldı

Bayrakları al yeşil

Kalkanları kakma tolgası tunç saflar pare pare edildi ama

Boşanan yağmur içinde gün inerken akşama

Onbinler ikibin kaldı

Hep bir ağızdan türkü söyleyip 

Hep beraber sulardan çekmek ağı

Demiri oya gibi işleyip hep beraber

Hep beraber sürebilmek toprağı

Ballı incirleri hep beraber yiyebilmek

Yarin yanağından gayri her yerde her şeyde hep beraber diyebilmek için 

Onbinler verdi sekizbinini.......

Yenildiler

Yenenler yenilenlerin dikişsiz ak gömleğinde sildiler

Ve hep beraber söylenen bir türkü gibi kılıçlarının kanını

Hep beraber kardeş elleriyle işlenen toprak

Edirne sarayında damızlanmış atların eşildi nallarıyla

Tarihsel sosyal ekonomik şartların zaruri neticesi bu

DEME...

Bilirim

O dediğin nesnenin önünde kafamla eğilirim

Ama bu yürek

O bu dilden anlamaz pek

O “hey gidi kanbur felek

Hey gidi kahpe devran hey” der

Ve teker teker

Bir an içinde

Omuzlarında dilim dilim kırbaç izleri yüzleri kan içinde

Geçer aydın ellerinden karaburun mağlupları

Dostlar

Biliyorum

Biliyorum nerde ne haldedir o

Biliyorum gitti gelmez bir daha

Biliyorum bir deve hörgücünde kanayan bir çarmıha çırılçıplak bedeni mıhlıdır kollarından

Dostlar bırakın beni bırakın beni

Dostlar bir varayım göreyim Bedrettin kullarından Börklüce Mustafayı Mustafayı

Boynu vurulacak ikibin adam Mustafa ve çarmıhı

Cellat kütük ve satır herşey hazır herşey tamam

Kızıl sırma işlemeli bir haşa altın üzengiler kır bir at

Atın üstünde kalın kaşlı bir çocuk Amasya padişahı şehzade sultan Murat 

Ve yanında onun bilmem kaçıncı tuğuna ettiğim Bayezit Paşa

Satırı çaldı cellat

Çıpalk boyunlar yarıldı nar gibi

Yeşil bir daldan düşen elmalar gibi birbiri ardına düştü başlar

Ve her baş düşerken yere

Çarmıhından Mustafayı

Baktı son defa

Ve her yere düşen başın kılı depremedi

İRİŞ DEDE SULTANIM İRİŞ dedi bir

Başka bir söz demedi

Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com


İçerik Kısa Linki:


Beğendiniz mi? Şehy Bedreddin Destanı Sözleri sayfasını Şimdi paylaşın: