In the white room with black curtains near the station. Beyaz odada istasyon yanındaki siyah perdelerle Black-roof country, no gold pavements, tired starlings. Siyah çatı ülkesi, altın kaldırım yok, yorgun sığırcıklar Silver horses run down moonbeams in your dark eyes. Gümüş atlar karanlık gözlerinde ay ışınına kaçıyor Dawn-light smiles on you leaving, my contentment. Şafak ışığı gitmene gülümsüyor, memnuniyetimle I'll wait in this place where the sun never shines; Güneşin parlamadığı yerde bekleyeceğim Wait in this place where the shadows run from themselves. Gölgeler kendilerinden kaçana kadar bekleyeceğim burda You said no strings could secure you at the station. Seni istasyonda hiçbir ip güvende tutamaz dedin Platform ticket, restless diesels, goodbye windows. Platform bileti, canlı dizeller, hoşçakal pencereler I walked into such a sad time at the station. İstasyonda üzgün zamana denk geldim As I walked out, felt my own need just beginning. Yürüdüğümde, başlangıç için ihtiyacımı hissettim I'll wait in the queue when the trains come back; Tren geri gelene kadar sırada bekleyeceğim Lie with you where the shadows run from themselves. Gölgeler birbirinden kaçarken seninle yatacağım At the party she was kindness in the hard crowd. Partide sert kalabalıkta kibardı Consolation for the old wound now forgotten. Şimdi unutulan eski oduna teselli Yellow tigers crouched in jungles in her dark eyes. Sarı kaplanlar karanlık gözlerinde ormanlarda çömeldi She's just dressing, goodbye windows, tired starlings. Giyiniyor, hoşçakal pencereler, yorgun sığırcıklar I'll sleep in this place with the lonely crowd; Yalnız kalabalıkla burada uyuyacağım Lie in the dark where the shadows run from themselves. Gölgeler birbirinden kaçarken seninle yatacağım Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com