Sitting on a park bench – Parkta bir bankın üzerine oturuyor eyeing little girls with bad intent. Küçük kızları kötü niyetle gözetliyor Snot running down his nose – (Adamın)burnundan aşağı sümük akıyor greasy fingers smearing shabby clothes. Yağlı parmaklar(ı) yırtık pırtık elbiseleri(ni) lekeliyor Hey, aqualung Hey,aqualung (Aqualung: evi olmayan,parklarda yatan,serseri,ayyaş kişi anlamındadır) Drying in the cold sun – Soğuk güneşte kurulanıyor Watching as the frilly panties run. Süslü kadın külotları geçip giderken bakıyor Hey, aqualung Hey,aqualung Feeling like a dead duck – Kendini ölü bir ördek gibi hissediyor spitting out pieces of his broken luck. Bozuk talihinin oyunlarını bağırarak söylüyor Oh&Hey, aqualung Oh& Hey aqualung Sun streaking cold an old man wandering lonely. Güneş hızla geçiyor,üşümüş yaşlı bir adam yapayalnız geziniyor Taking time the only way he knows Bildiği tek yol zaman zaman alıyor Leg hurting bad, as he bends to pick a dog end İzmarit toplamak için eğilirken bacağı fena ağrıyor he goes down to the bog Tuvalete iniyor and warms his feet Ve ayaklarını ısıtıyor Feeling alone Kendini yalnız hissediyor the army's up the road Kalabalık yolun yukarısında salvation a la mode and a cup of tea. Modaya uygun bir kurtuluş ve bir fincan çay Aqualung my friend – Aqualung,dostum don't you start away uneasy Huzursuz (bir halde)uzaklara gitme you poor old sod, Sen zavallı,yaşlı aptal you see, it's only me. Görüyorsun bu sadece benim Do you still remember Hâlâ hatırlıyor musun? December's foggy freeze Aralık ayının sisli dondurucu soğuğunu.. when the ice that clings on to your beard is screaming agony. Sakalına yapışan buzun acı çığlık attığı zamanı.. And you snatch your rattling last breaths Ve hırıldayan son nefeslerini zorla alırsın with deep-sea-diver sounds, derin deniz dalgıçlarının sesleri ile and the flowers bloom like madness in the spring Ve ilkbaharda çiçekler delicesine açar Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com