Borrowed Time When I was younger -daha gençken Living confusion and deep dispair -karmaşıklık ve derin ümitsizlik yaşarken When I was younger ah hah -ben daha gençken Living illusion of freedom and power -özgürlüğün ve kuvvetin illüzyonunu yaşarken When I was younger -ben daha gençken Full of ideas and broken dreams (my friend) -fikirlerle ve kırık hayallerle doluyken (arkadaşım) When I was younger ah hah -ben daha gençken Everything simple but not so clear -her şey basitti ama tam açık değildi Living on borrowed time -eğreti zamanda yaşarken Without a thought for tomorrow -yarın için bir fikir olmadan Living on borrowed time -eğreti zamanda yaşarken Without a thought for tomorrow -yarın için bir fikir olmadan Now I am older -şimdi daha büyüğüm The more that I see the less that I know for sure -ne kadar görürsem o kadar az kesin biliyorum Now I am older ah hah -şimdi daha büyüğüm The future is brighter and now is the hour… -şimdi gelecek daha parlak ve şimdi vakti… Living on borrowed time -eğreti zamanda yaşarken Without a thought for tomorrow -yarın için bir fikir olmadan Living on borrowed time -eğreti zamanda yaşarken Without a thought for tomorrow -yarın için bir fikir olmadan Good to be older -büyümek güzel Would not exchange a single day or a year -bir tek günü ya da yılı değiştirmezdim Good to be older ah hah -büyümek güzel Less complications everything clear -daha az karışıklık, her şey açık Living on borrowed time -eğreti zamanda yaşarken Without a thought for tomorrow -yarın için bir fikir olmadan Living on borrowed time -eğreti zamanda yaşarken Without a thought for tomorrow -yarın için bir fikir olmadan Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com