Henüz gece olmadan gökyüzü kararıyor,
Erdemli melekler ruhum için gözyaşı döküyor,
Bütün çocukluk rüyaları hemen yok olmaya başlıyor,
Tüm masumiyet paramparça...
Zarafetten, güzellikten düşmüş olanım.
Bin gözyaşından oluşan su, akıntıların üstünde yüzüyor,
Binlerce yıllık duygu seli üstümden akıp geçiyor,
Bir kez daha mezarlıktaki rüzgara dönüştüm,
Boş mezardan gelen kasvetli çağrıyı duyarak...
Yüzüm bir ırmak, -
Siyahın içinde boğulan gözlerimi gör!
Kutsal kıyametim ve intikamım,
Tabutun altında.
Ölümsüz günahın son rolüne
Cenaze rüzgarları tarafından götürülüyorum.
Ölümle değiştirmek için terk ettiğim hayat,
Bir ejderin nefesiyle şarlatanın yetiştirilmesi gibi
Aşağı dünyanın yolundan geçiyorum
Ölümcül sessizlikte ruhumu tamamlıyorum...
Antik siyah, sessiz karanlık...
Katedral çanları kıyameti çağırıyor...
Günahla dokunduğum kadife rüyalar...
Gece mor gölgelere dönüştüğünde
Sığ mezarlara sürükleniyorum,
Ruhum rüzgarda dalgalanıyor,
İçinde bulunduğum karanlık beni kutsuyor...
Karanlık çöküp soğuk sessizlik oluştuğunda,
Gecenin boşluğu şeref sözüm olacak, -
Gölgelerin dans ettiği tarafa geçinceye dek...
Kuşunki gibi yumuşak, hafif bir öpücük, -
Uçana dek
Ölümün çevresinde
Karanlık hayallerde tutkuyla...
Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com