Words, they cut like a knife Kelimeler, bir bıçak gibi kesiyorlar Cut into my life Hayatımın içine doğru kesiyorlar I don't want to hear your words Kelimelerini duymak istemiyorum They always attack Her zaman sardırıyorlar Please take them all back Lütfen hepsini geri al If they're yours I don't want anymore Eğer onlar seninkilerse, daha fazla istemiyorum You think you're so smart Çok zeki olduğunu düşünüyorsun You try to manipulate me Beni idare etmeyi dene You try to humiliate with your words Beni kelimelerinle aşağılamaya çalış You think you're so chic Çok şık olduğunu düşünüyorsun You write me beautiful letters Bana güzel mektuplar yaz You think you're so much better than me Benden çok daha iyi olduğunu düşünüyorsun Bridge: But your actions speak louder than words Ama harketlerin kelimelerinden daha gürültülü konuşuyor And they're only words, unless they're true Ve onlar sadece kelimeler,meğerse doğrularmış Your actions speak louder than promises Hareketlerin yeminlerden daha gürültülü konuşuyor You're inclined to make and inclined to break Yapmak ve kırmak için eğilimlisin (chorus) You think you're so shrewd Kurnaz olduğunu düşünüyosun You try to bring me low Beni kötü yönetiminle mahvetmeyi dene You try to gain control with your words Beni kelimelerinle zapt etmeye çalış (bridge) (chorus) Friends they tried to warn me about you Arkadaşlar beni sana karşı uyarmaya çalıştılar He has good manners, he's so romantic O iyi bir terbiyeye sahip, o çok romantik But he'll only make you blue Ama o sadece seni üzecek How can I explain to them Onlara nasıl açıklayabilirim How could they know Nasıl bilebilirler I'm in love with your words Senin kelimelerine aşığım Your words Kelimelerin You think you're so sly Sinsi olduğunu düşünüyosun I caught you at your game Seni oyununda yakaladım You will not bring me shame with your words Beni kelimelerinle utandıramayacaksın (bridge) (chorus) Too much blinding light Çok fazla kör edici ışık Your touch, I've grown tired of your words Dokunuşun, kelimelerinle büyümekten bıktım Words, words Kelimeler, kelimeler A linguistic form that can meaningfully be spoken in isolation Bir dilbilimsel biçim ayrımda konuşurken manalı olabilir Conversation, expression, a promise, a sigh Sohbet,ifade, bir yemin, bir iç çekme In short, a lie Kısaca, bir yalan A message from heaven, a signal from hell Cennetten bir mesaj, cehennemden bir işaret I give you my word I'll never tell Sana verdiğim kelimeleri asla söylemeyeceğim Language that is used in anger Öfkedeki dildi Personal feelings signaling danger Kişisel hisler tehlikeyi ifade eder A brief remark, an utterance, information Kısa bir açıklama, bir telaffuz, danışma Don't mince words, don't be evasive Kelimelere kıyma, baştan savma olma Speak your mind, be persuasive Aklını oku, inandırıcı ol A pledge, a commitment, communication, words Bir rehin, bir vaat, iletişim- kelimeler Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com