Does history guide you, or do you set out to change it? Tarih sana yol gösterir mi yoksa tarihi değiştirmeye mi kalkışırsın? Breach not broken Sona erdirilmemiş bir ihlal Fuck your... Si.erim senin.. Skinned- alive designer wear Canlı iskelet (gibi) modacı kıyafetini Fashion shades and salon hair Moda renklerini ve kuaför salonunu Heels to help where nature failed Tabiatın beceremediği yerde yardım eden ökçelerini Artificial teeth and nails Takma dişlerini ve tırnaklarını The wasp's nest expands Eşek arısının yuvası genişliyor(*) (Beyaz protestan amerikalıların yeri yurdu genişliyor) So clap your hands! Bu nedenle alkışla ! It's her Bu o kadın The one black woman who's success you don't credit to Affirmative Action Olumlu işlerine itibar etmediğin,başarılı olan tek zenci kadın The way of the future is corporate sponsors raising your kids Geleceğin tarzı,çocuklarınızı yetiştiren sponsor şirketlerdir Maternal love is nothing compared to what $7 gives 7 dolar veren şeyle kıyaslanınca anne sevgisi hiçbir şeydir. Put in, suck out plastic body parts İçine koy,plastik vücut parçalarını somur It's the ever-growing industry of cosmetic arts! Bu,sürekli büyüyen kozmetik sanatlar endüstrisi Bombarded with the idealized shots, dysmorphic İdealleştirilen fotoğraflarla, dismorfik,(**) Self-destructive plots Kendine zarar veren planlarla bombardıman edilmiş..(bir kozmetik endüstrisi) Physical flaws are a mental blank Fiziksel kusurlar ruhsal bir boşluk (olarak görülüyor) So pay your surgeons Bu yüzden cerrahlarınıza para ödeyin It's your parents you should thank Cerrahlar,teşekkür etmeniz gereken ebeveynlerinizdir Koro: These eyes are blind to several hundred left behind Bu gözler,arkada bırakılan yüzlerce kişiye karşı kör (Lest we forget again) (Tekrar unutmayalım diye) But the border is breached but not broken Ama sınır ihlal edildi fakat yıkılmadı Who tries to find the several hundred left behind ? Geride bırakılan yüzlerce insanı kim bulmaya çalışır ? When the border is breached but not broken? Sınır ihlal edildiği ama yıkılmadığı zaman Go-existing in a twisted society Çarpık bir toplumda yaşamaya git Where youth is a crime Gençliğin bir suç olduğu , And wasteful sweat-shops expenditures are how luxury is defined Ve lüksün,emeği sömüren mağzalardaki savurgan harcamalarla tanımlandığı yere..(git) Now the KKK has found a new masquerade Şimdi Ku Klux Klan yeni bir maskeli balo icat etti(***) Fuck your self-proclaimed supremacy S.kerim senin kendi kendine ilan ettiğin üstünlüğünü You hide your face and your shame! Yüzünü ve utancını gizliyorsun Identify right and wrong when all fact is merely opinion Bütün durumlar sadece bir fikir olunca doğruyu ve yanlışı tanımla You cannot know the sweetness of victory without first dwelling in the agony of defeat Önce, bozguna uğramanın acısıyla yaşamadan zaferin tadını bilemezsin *Dipnot 1: wasp kelimesi eşek arısı anlamında ve aynı zamanda Amerika'da beyaz protestan insanları tanımlayan bir kelimedir. Bu kelime ile zenci düşmanı beyazlar kastediliyor **Dipnot 2: Dismorfi:Vücuttaki ufacık bir kusuru takıntı haline getirip Bundan psikolojik rahatsızlık duyma hastalığı ***Dipnot 3: Ku Klux Klan: Amerika'da zenci düşmanı ,ırkçı örgüt Tamamen beyaz kıyafetlerle yüzlerini saklayıp eylem yapmaları ile bilinirler. ÇEVİREN:Ahmet KADI Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com