The ancient Poets animated all sensible objects with Gods or Geniuses, calling them by the names and adorning them with the properties of woods, rivers, mountains, lakes, cities, nations, and whatever their enlarged & numerous senses could perceive. Antik çağın Şairleri tüm sezilir nesneleri, onlara, çoğalttıkları ve sayısız duyunun algılayabileceği her şeyin, ormanların, ırmakların, dağların, göllerin, kentlerin, ulusların adlarını vererek ve bunların özellikleriyle donatarak, Tanrılar ve Deha ile canlandırdılar. And particularly they studied the genius of each city & country, placing it under its mental deity; Ve özellikle, her kentin ve ülkenin dehasını, tanrısının altına yerleştirerek onu zihinsel incelediler. Till a system was formed, which some took advantage of & enslav'd the vulgar by attempting to realize or abstract the mental deities from their objects: thus began Priesthood; Choosing forms of worship from poetic tales. Ta ki, çıkarcı bazı kişilerin, zihinsel tanrıları anlamaya ya da cisimlerinden soyutlamaya çalışarak avamı köleleştirdiği bir sistem oluşuncaya dek, ki böyle başladı Rahiplik Şiirsel masallardan tapınma biçimleri seçerek. And at length they pronounc'd that the Gods had order'd such things. Thus men forgot that All deities reside in the human breast. Ve an geldi, Tanrıların bu tür şeyler emrettiğini bildirdiler. Böylece insanlar, Bütün Tanrısal Varlıkların insanoğlunun gönlünde barındığını unuttular. Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com