Vladimir Vysotsky - Pogonya

 (versiyon 1)
Metin boyutu: ( + Büyült ) ( - Küçült)   

(Очи черные ; I. Погоня)



Во хмелю слегка

Лесом правил я.

Не устал пока, -

Пел за здравие.

А умел я петь

Песни вздорные:

"Как любил я вас,

Очи черные..."



То плелись, то неслись, то трусили рысцой.

И болотную слизь конь швырял мне в лицо.

Только я проглочу вместе с грязью слюну,

Штоф у горла скручу - и опять затяну:



"Очи черные!

Как любил я вас..."

Но - прикончил я

То, что впрок припас.

Головой тряхнул,

Чтоб слетела блажь,

И вокруг взглянул -

И присвистнул аж:



Лес стеной впереди - не пускает стена, -

Кони прядут ушами, назад подают.

Где просвет, где прогал - не видать ни рожна!

Колют иглы меня, до костей достают.



Коренной ты мой,

Выручай же, брат!

Ты куда, родной, -

Почему назад?!

Дождь - как яд с ветвей -

Недобром пропах.

Пристяжной моей

Волк нырнул под пах.



Вот же пьяный дурак, вот же налил глаза!

Ведь погибель пришла, а бежать - не суметь, -

Из колоды моей утащили туза,

Да такого туза, без которого - смерть!



Я ору волкам:

"Побери вас прах!..." -

А коней пока

Подгоняет страх.

Шевелю кнутом -

Бью крученые

И ору притом:

"Очи черные!.."



Храп, да топот, да лязг, да лихой перепляс -

Бубенцы плясовую играют с дуги.

Ах вы кони мои, погублю же я вас, -

Выносите, друзья, выносите, враги!



...От погони той

Даже хмель иссяк.

Мы на кряж крутой -

На одних осях,

В хлопьях пены мы -

Струи в кряж лились, -

Отдышались, отхрипели

Да откашлялись.



Я лошадкам забитым, что не подвели,

Поклонился в копыта, до самой земли,

Сбросил с воза манатки, повел в поводу...



 

 

Спаси бог вас, лошадки, что целым иду!



Hafiften çakırkeyif

Ormana doğru yol alıyordum.

Yorulmamıştım daha -

İçebiliyordum sağlığa.

Şarkı da söyleyebiliyordum,

Kaypak şarkılar:

"Nasıl sevmiştim sizi,

Siyah gözler..."



Bazen çektiler, bazen taşıdılar, bazen yürümekten korktular.

Sonunda o at, bataklık çamurunu yüzüme savurdu.

İşte, o pislikle beraber tükürüğümü yutkunuyorum,

Yeşil şişeyi boğazından büküyor - ve yine söylemeye başlıyorum:



"Siyah gözler!

Nasıl sevmiştim sizi..."

Ama - tükettim artık

İhtiyat istihkakımı.

Kafamı salladım,

Uçsun diye o deli heves,

Etrafa baktım -

Bir ıslığa başladım:



Orman önümde duvar - duvar bırakmıyor,-

Atlar kulaklarını büküyor, geriye der gibi.

Nerede o aydınlık, o açıklık alan - görünmez hiç bir bela!

Sokuyorlar sanki iğneleri bana, kemiğe kadar dayıyorlar.



Benim sadık dostum,

Yardım et kardeşim!

Nereye, cankardeşim,-

Neden geri döndün?!

Yağmur - dallardan zehir gibi düşmekte-

Etrafı hayırsız bir koku aldı.

Yandaki atın kasıklarına

Kurdun biri daldı.



Ah be aptal sarhoş, gözleri aktı gitti!

Ölüm geldi işte, kaçmak - imkansız, -

Kağıt destemden asımı çaldılar

Öyle bir as ki, yokluğu - ölüm.



Haykırıyorum kurtlara:

"Cehennem külleri alsın sizi!..." -

Atları ise hala

Korku kovalamakta.

Hışırdıyor kırbacım -

Eğri büğrü vuruyorum

Bu arada da haykırıyorum:

"Siyah gözler!..."



Horultu, ve tıkırtı, ve tıngırtı, ve kıvrak dans (2)

Çınlamalar sanki dans ettiriyor,

Ah be atlarım, kırıp geçireceğim sizi,-

Götürün, dostlarım, götürün, - düşmanlar!



...O kovalamacada

Çakırkeyiflik de tükendi.

Dik bir sırtta -

Tek sıra halinde,

Salya sümük -

Damla damla tepeye aktık,-

Nefeslendik, aksırdık

Hatta tıksırdık.



Ben, satmadıkları için, dayaktan bitap atların önünde

Ta toprağa, toynaklarına kadar eğildim,

Fazla yüklerini boşalttım, su içirmeye götürdüm...

Tanrı sizi korusun atlar, şükür ki tek parçayım!



 

 



Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com


İçerik Kısa Linki:


Beğendiniz mi? Pogonya Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın: